Başlangıç harfli sureler içinde üç tanesi tek başına başlangıç kalıbını oluşturmaktadırlar. Bunlar 38. surede “Sad”, 50. surede “Kaf” ve 68. surede “Nun” harfleridir. Biz bu başlık altında Sad Suresi’ni inceleyeceğiz. Görüldüğü gibi “Sad” harfiyle sure başladığı için surenin ismi de “Sad” olarak anılmaktadır.
“Sad” harfi 38. surede tek başına geçerken, 7. Sure olan Araf Suresi’nin içinde “Elif-Lam-Mim-Sad” başlangıç kalıbının içinde, 19. sure olan Meryem Suresi’nin içinde ise “Kef-He-Ye-Ayn-Sad” başlangıç kalıbının içinde geçer. İşte bu 3 surede geçen “Sad” harflerinin toplam sayısı 152 (19×8) olup 19’un tam katıdır.
“Sad” başlangıç kalıbıyla başlayan surelerdeki “Sad” harflerinin adedi. | |||
7. Sure: Araf | 19. Sure: Meryem | 38. Sure: Sad | Toplam |
97 | 26 | 29 | 152 (19×8) |
Mevcut birçok Kuran nüshasından eğer “Sad” harflerini sayarsanız, Araf Suresi’nde 97 değil, 98 “Sad” geçtiğine tanık olabilirsiniz. Bunun sebebi 7. Araf Suresi 69. ayette geçen “Bastatan” kelimesinin “Sin” yerine yanlışlıkla “Sad” ile yazılmasıdır. Hatta birçok nüshada söz konusu kelimenin üzerinde küçük “Sin” harfi yazılmıştır ve Arapça bir açıklama eklenmiştir “Yukrau bis sini” yani “Sin” ile okuyun denmektedir. Araf Suresi’nin 69. ayetinde geçen “Bastatan” kelimesinin “Sad” ile yazıldığı halde “Sin” harfiyle seslendirildiğini ileri süren tezden ayrı olarak bir başka tez daha ileri sürülmüştü: “Bastatan” kelimesi hem “Sin” ile hem “Sad” ile yazılabilir. Bu tartışmayı Türkçe’de “ağa” diye yazılan bir kelimenin; hem “aga” hem “ağa” diye yazılıp yazılamayacağı, her iki şekilden hangisinde okunacağı tarzındaki bir tartışmaya benzetebilirsiniz.
Fakat Kuran, insan sözü değildir. Allah’ın vahyidir ve bu ayetteki bu sorunu da 19 kodu çözmektedir. 19 kodu, bu kelimenin “Sin” ile yazılması gerektiğini göstermektedir. Nitekim Arapça sözlüklerden de bu kelimenin asıl yazılışının bu olduğunu görebiliriz. 19 kodunun bu keşfi açığa çıktıktan sonra en eski Kuran nüshalarndan araştırıldı ve en eski nüshalardan biri olan Taşkent nüshasında “Bastatan” kelimesinin 19 kodunun doğruladığı şekilde “Sin” ile yazıldığı bulundu. Anlaşılıyor ki Kuran nüshaları çoğaltılırken birbirine yakın sesli olan “Sad” ve “Sin” harfleri karışmıştır. Tahminimizce yanlış çoğaltılan nüshada “Sad” harfinin üzerinde “Sin” yazmasının nedeni, bu yanlışı fark eden birinin bu yanlışı düzeltmek için “Sad”ın üstüne “Sin” yazması, nüshayı çoğaltanların ise bunun düzeltme olduğunu anlamadan aynen kopya etmeleridir. Fakat bazı nüshalarda doğru şekilde “Sin” harfiyle kopya edilmiştir. Anlaşılıyor ki bu hata yüzünden “Sad”cılar ve “Sin”ciler arasında tartışma çıkmış ve bu yüzden “Sad” harfli nüshanın doğruluğuna dair hadis uydurulmuştur. Sonunda “Sad” harfli nüshaların bu kadar yoğunlaşması işte bu uydurulan hadisler sebebiyledir. 19 kodu bu tartışmayı çözmekte ve bu hadislerin uydurulduğunu ispatlamaktadır.
En eski Kuran nüshalarından biri olan Taşkent nüshasında “Bassatan” kelimesi doğru olarak “Sin” harfiyle yazılıdır.
19 kodu kullanılarak yapılan bu düzeltme derslerle doludur:
1- 19 kodu, Kuran üzerinde insanların yaptığı en ufak hatayı bile düzeltebilmektedir.
2- 19 kodu, Kuran’ın bir kenar süsü değildir. Aktif görevleri olan, koruyucu, düzeltici görevleri olan mucizevi bir koddur.
3- Yine anlaşılmıştır ki 15. sure olan Hicr Suresi’nin 9. ayetindeki “Hiç şüphesiz Hatırlatıcı’yı (Kuran’ı) biz indirdik biz. Onun koruyucuları da biziz.” ifadesinde Allah’ın buyurduğu gibi Kuran’ı Allah korumaktadır. Bu koruma işi insanlara bırakılmış değildir. Bu koruma, Allah’ın Kuran’da dikkat çektiği 19 koduyla ve diğer matematiksel yapılanmalarla gerçekleşmektedir. İnsanlar hata yapabilmekte, Allah’ın Kuran’a koyduğu ve dikkat çektiği kod ise düzeltmeleri yapmaktadır. (“Bastatan” kelimesindeki harf yanlışı insanların Kuran’ı yazarken yaptığı hatalara ve matematiksel kodun onları düzeltmesine çok güzel delildir. Gerçekten de hiçbir hata Kuran’ın matematiksel kodundan kurtulamamakta ve düzeltilmektedir.)